Ana Sayfa
▼
19 Nisan 2013 Cuma
Aşkın başkenti Paris ve Şarabın başkenti Bordeaux dan geriye kalanlar...
Özledim...
Gerçekten çok özledim sanırım. Yeni bir iş için kendimi bir anda Bordo nun bir köşesinde buldum. O kadar heyecanlıydım ki ne yaptığımı bilemez durumdaydım. Gidişim ayrı bir hikaye zaten. Vize için son dakikada konsolosluğa çağrılmam mı dersiniz, Taksim - Harbiye - Nişantaşı - Yeşilköy güzergahında elimde bavulla dört dönüp son dakikada aldığım vizemle aynı günde 2 otel değiştirip, en sonunda kendimi dış hatlara nasıl attığımın hikayesi mi dersiniz anlatmakla bitmez.
11 Nisan 2013 Perşembe
Tabletteki Hürriyet değil, tablete özel Hürriyet
Hürriyet, Türkiye’nin en çok okunan gazete uygulaması Hürriyet E-Gazete’den sonra Hürriyet Tablet uygulamasını da hayata geçirdi. “Tabletteki Hürriyet değil, tablete özel Hürriyet” sloganıyla tanıtılan ve Apple Store’da 1 numaraya yerleşen bu yeni uygulama kullanıcılar tarafından oldukça beğeniliyor.
2011 yılının Mart ayında hayata geçirilen Hürriyet E-gazete uygulaması bugün, Türkiye’nin en çok okunan tablet gazetesi olmayı başarmış durumda. Toplamda ücret ödeyen abone sayısı 16 bine ulaşarak, ücretsiz rakiplerinin ulaştığı rakamları geride bırakırken; Hürriyet okurları, E-Gazete uygulamasını günlük 50 bin, haftalık 350 bin kez ziyaret ediyor.
Tablet okurunun beklentisinin farklılaşması ve ilgi alanlarının değişmesiyle, okurlar artık okuduğu haberin videosunu da izlemek, farklı spor dalları hakkında analizler okumak, dünyadan ilginç fotoğraflar görmek, içeriği 'parmağının ucunda' hissetmek istiyor. Hürriyet Tablet uygulaması tam da bu beklenti ve ihtiyacı karşılamaya yönelik hazırlanmış bir uygulama.
Bir haftadır Apple Store’da en çok indirilen uygulamalar arasında 1 numarada yer alan Hürriyet Tablet’te, Manşet, Güncel, Ekonomi, Spor, Kelebek, Seyahat bölümlerinin yanı sıra Cumartesi ve Pazar eklerinin bambaşka yorumları yer alıyor. Günün videosu ve foto galeriler oldukça beğenilirken, HTML5 tabanlı bir uygulama olduğu için reklamverenler için de oldukça cazip.
Tablet bilgisayarların tüm olanaklarını kullanan yeni Hürriyet Tablet uygulaması, App Store ve Android Market’te, ücretsiz.
7 Nisan 2013 Pazar
Sinne Eeg - Live at The Black Diamond
Danimarkalı güzel sesin sahibi Sinne Eeg. Böyle isimleri bulmayı, şarkılarını dinlemeyi ve genelden uzaklaşmayı seviyorum.
5.albümü ile birlikte, uluslararası kadın vokal olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Danimarkalının sesi gerçekten "keşke benim de sesim böyle olsaydı" dedirten cinsten.
Keyifli dinlemeler efenim.
4 Nisan 2013 Perşembe
In Loving Memory Of Mustafa Kemal Ataturk (A Hero's Story)
Ulu önder ATATÜRK gibi bir insan tüm dünyaya yeter! Ama, hırslarının ve açgözlülüklerinin kurbanı olan hiç kimsenin adını anmasına bile gerek yok bence!
Akim Camara - Yetenekli Velet :)
Şaka bir yana böyle bir yeteneğin kaybolmaması dünyada güzel şeylerin hala var olduğunun bir kanıtı. Allah ona güzel bir yetenek bahşetmiş ve biraz da şansla 5 yaşında Andre Rieu ile sahneye çıkmış Akim.
Evsiz Yetenek!
Evet Türkiye'de evsiz binlerce çocuk var. Yoldan sapmak üzere olan, insanların yüzlerine bakmaya korktuğu binlerce çocuk! Onlar sadece çocuk belki ama içlerinde yaşadıkları dünya çok acımasız. Sen ben katlanamayız oraya, harcarlar adamı. Herkes bu arkadaş kadar şanslı değil belki... Belki de o şansı hiç yakalayamayacaklar var sokakta... Ama bu sahneyi görmek bile insana umut veriyor.
UNESCO - 2013 - Piri Reis Yılı
2013 yılı, Piri Reis haritasının 500. yılı olması dolayısı ile UNESCO tarafından Piri Reis'i anma yılı olarak ilan edildi. UNESCO tarafından dünya kültürel miras tarihinin önemli varlıkları arasında gösterilen ve günümüze kalan en eski dünya haritalarından biri olan “Piri Reis ve 1513 Dünya Haritası: 500 Yılın Gizemi” isimli görkemli sergi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi’nde 15 Mart’ta Süper FM'in katkılarıyla açılıyor.
Dünya haritacılık tarihine adını yazdırmış ünlü Türk-Osmanlı Kaptan-ı Derya’sı Piri Reis’in 1513 tarihli Dünya Haritası’nın 500.Yılı kutlanıyor. UNESCO tarafından da resmi olarak desteklenen sergi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinin (MSGSÜ) himayelerinde gerçekleşiyor. “Piri Reis ve 1513 Dünya Haritası: 500 Yılın Gizemi” sergisi 31 Mayıs 2013 tarihine dek izlenebilecek.
Sergi, Prof. Dr. Mustafa Kaçar’ın başdanışmanlığında Istanbul Exhibitions ve Boyut Yayın Grubu tarafından gerçekleştiriliyor. Sergide, Piri Reis öncesi dünyaya bakışı, 1929’dan günümüze haritanın hikayesi, 1513 Dünya Haritası'nın özellikleri, çağdaş Türk tasarımcılarının gözünden Piri Reis ve haritalarının yanı sıra bu haritaların geleneksel çini sanatına yansıtılmış hali ile büyük bir çini koleksiyonu da yer alıyor.
3 Nisan 2013 Çarşamba
Çamaşır Makinesi Çalan Maestro!
Arkadaş sen nasıl bir yeteneksin ya. Acun abin görmesin seni. Ailesinin haberi olmadan Yetenek Sizsiniz Türkiye'ye kayıt mı yaptırsam acaba? :)
1 Nisan 2013 Pazartesi
Değişik tatlar ve dengeler
İyi bir şarap için iyi üzümlere, dengeli bir şarap için, dengeli üzümlere gereksinim vardır. Çiçeklenmeden sonra sert ve ham olan üzüm taneleri, büyümeye başlar. Taneler, litrede her biri 20 gram olmak üzere şeker ve asit (tartarik ve malik asitleri yarı yarıya) içerir. Tatları başta dayanılamayacak kadar ekşidir. Litrede 1 gram tartarik asidi dengelemek için litrede yaklaşık 30 gram şekere gereksinim vardır. Üzümler olgunlaşma sırasında fotosentez yoluyla şeker elde ederler ve bunun için asit, özellikle malik asit tüketirler. Olgun bir üzüm tanesi, yarı yarıya glikoz ve früktoz olmak üzere litrede 200 gram şeker ve dörtte üçü tartarik asit, dörtte biri malik asit olmak üzere litrede ortalama 6 gram asit içerir. İklim ne kadar sıcaksa, malik asit içeriği o kadar fazladır. Bağ bozumu sırasındaki kesin oranlar üzüm türüne, bölgeye, o yılki hava durumuna ve elde edilmek istenen şarap çeşidine bağlıdır. toplanan üzümlerin dengesi kendini yapılan şarapta gösterir.
Türkiye'de Önolog Olmak: Murat Üner
Türkiye'de Önolog Olmak: Murat Üner
Ahmet Gök: Şarap sektöründe profesyonellerin sizi yakın tanıdığını biliyoruz. Keyif Notları okurları için kısaca Murat Üner’i tanıyabilir miyiz?
Murat Öner: Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden 1995 yılında mezun olduktan sonra, 1996 yılında Kavaklıdere Şarapları’nda ar-ge mühendisi olarak işe başladım. Çalışırken; mezun olduğum üniversitede Alkol ve Alkollü İçkiler Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimimi devam ettirdim ve Elazığ yöresi Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden kaliteli şarap üretimi üzerinde tez çalışmamı tamamladım. Üretimin farklı kademelerinde çalıştıktan sonra son 3 yılımı Üretim Müdürü olarak sürdürdüm. 2005 yılında Kayra ailesi ile tanıştım. Tesislerin modernize edilmesi, yeni ürün çalışmaları, yeni marka oluşumu beni çok heyecanlandırdı ve bu ekibin içinde yer almaya başladım. İki yıl Şarap Üretim Danışmanı olarak görev aldıktan sonra, Kayra Şarapları’nın Elazığ ve Şarköy’de faaliyet gösteren Şaraphane ve Bağlarının yöneticisi olarak Şarap Üretim Müdürü görevine getirildim.
Nasıl önolog olmaya karar verdiniz? Ben şarap yapımcısı olacağım deyince hemen olunabiliyor mu ?
Aslında yarı okullu yarı alaylı sayılabilecek bir yerdeyim. Önoloji okumadım ama; sektörümüzde şarap yapımcısı (winemaker) tanımına uygun bir eğitimim ve tecrübem var. Gıda Mühendisliği eğitimim sırasında; Kavaklıdere Şarapları’nda mühendislik stajımı yapmam mesleğime bakışım ciddi anlamda değiştirdi. Gıda mühendisi olarak pek çok farklı alanda çalışabilirdim. Ancak; tiyatroda “sahne tozu yutmak” deyiminin de verdiği hisse benzer bir duygu yaşadım ve bir kere şaraphane kokusu aldım ve bundan kopamaz oldum.
Aslında herkes şarap yapabilir, ancak herkes winemaker olamaz. Önemli olan bu mesleği iş kolu olarak görmekten çok bir yaşam biçimi olarak görmeniz; nitelikli, karakterli, tüketene keyif veren şaraplar yapacak bir vizyona sahip olabilmeniz ve iyi eğitilmiş bir burun ve damağınızın olması gerekiyor. Bu meslek, mezun olduğunuzda diplomanızı alıp, başlayabileceğiniz bir meslek değil. Tecrübe ve yılların birikimi ile zamanla olgunlaşıyorsunuz ve hiçbir zaman da “ben oldum” diyemiyorsunuz. Çünkü çok katmanları olan bir iş yapıyorsunuz. Her sezon yaptığınız şarapların kalitesine binlerce farklı etken dahil oluyor. Bu etkileri yönetmek ve iyi sonuçlar elde etmek de tecrübe ve bilgi birikiminizle olabiliyor. Bizim mesleğimiz aslında bir zanaat. İçinde usta – çırak ilişkisini barındıran, çırakların ustalık mertebesine ulaştıklarında dahi, kendi ustaları için hala birer çırak olarak kaldıkları bir yapı. Bu mutfaktaki, şefin ekibi ile ilişkisine de benziyor. Meslekteki olgunluk ve deneyiminiz; şarap yaptığınız bağbozumu miktarı ile değerlendiriliyor. Örneğin 2013 yılı benim 17’inci bağbozumum olacak.
Ülkemizde genel olarak yabancı önolog danışmanlığında şarap yapılıyor. Neredeyse her firmanın yabancı danışman var. Yabancı bir danışman birlikte şarap yapmak nasıl bir duygu? Kuşkusuz konusunda uzman olan bu danışmanların öğreticiliği yanında size kısıtladığını düşündüğünüz yönleri var mı?
Son 10 yıla baktığınızda sektörde ciddi bir hareketlenme var. Yurt içi ve yurtdışı yarışmalarda iyi sonuçlar alıyoruz. Küçük, büyük hemen her şaraphane yabancı uzmanlar ile çalışıyor. Gelişimini sürdüren bir sektör için çok olumlu bir durum. Şaraplarımızın kalitesi ciddi anlamda arttı. Ancak burada çalıştığınız uzmanın bilgi birikimi, tecrübesi ve işe yaklaşımı çok önemli. Bu noktada, sektörün danışman olarak ihtiyacı tecrübeli yabancı uzmanlardır. Yeni mezun winemaker’ların tecrübe kazanacağı bir ülke durumuna gelmemiz doğru olmaz. İşletmeler yabancı danışman çalıştıracaksa belirli kriterlere göre bu seçimi yapmalılar. Örneğin, şu an çalıştığım danışmanımız Daniel O’Donnell, klasik bir danışman örneğinin çok dışında bir şekilde bilgisini paylaşarak buradaki winemaker adaylarını yetiştirmek için çaba sarf ediyor. Bu şekilde yabancı danışmanlardan destek almak her zaman faydalı olacaktır.
Aslında biz yabancı danışmanlara, yerli üzüm çeşitlerimizi, bölgelerimizin toprak yapılarını, iklimini, hangi stillerde nasıl şaraplar yaptığımızı anlatıyoruz; onlar da bizlere, tecrübelerini kullanarak, daha farklı ve iyi sonuçlar elde etmenin yollarını gösteriyorlar. Burada mevcut üretim ekipleri ile yabancı danışman arasında bir bilgi alışverişi bulunuyor. Bu da ülke şarapçılığında çıtanın yükselmesini kesinlikle destekliyor ve üretim ekiplerinin bilinçlenmesini sağlıyor.
Kuşkusuz büyük özveri ve emekle yapımını üstlendiğiniz şaraplarınızı seviyorsunuz. Bu profesyonel çerçevenin dışında, sizin sevdiğiniz yerli ve yabancı üzümler, şaraplar, bölgeler nelerdir? Nerelerdir?
Bağcılık ve şarapçılıktaki zengin çeşitlilik yönünden beni Avustralya ve Yeni Zelanda çok etkiliyor. Çok farklı stillerde şaraplar bulmanız mümkün. Avustralya Shiraz’ları ve özellikle; Mc Laren Vales ve Barossa vadisi üreticilerinden Penfolds, Keasler ve Rockbare’in favorilerim olduğunu söyleyebilirim. Yeni Zelanda Sauvignon blanc, Chardonnay ve Pinot noir’leri de keyif aldığım şaraplardan.
Yerli üzümlerden ise Boğazkere, Öküzgözü ve Kalecik Karası benim için en başta gelen çeşitler. Yerli üzümlerin gerçek potansiyelini hala tam olarak göremediğimize inanıyorum. Bu üzüm çeşitlerinin kendi terroir’leri dışında da çok farklı özellikler gösterdiğini görebiliyoruz. Bu farklı özellikler, şarap stil çeşitliliğini arttırmaya imkan sağlayacaktır. Bu farklılıklarla da bölgesel üretim karakterlerini oluşturacaktır.
Bugüne kadar yapımına katkınız olan güzel şaraplar ve Keyif Notları’na zaman ayırdığınız teşekkür ederiz. Bundan sonraki şarap yolculuğunuzda başarılar dilerken. Son olarak neler söylemek istersiniz? Yapmayı düşlediğiniz bir şarap var mı?
Türkiye’nin en iyi ekipleri içinde yer aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bir ekip oluşturmak, şarabı bir “ürün” olarak görmekten çok ötesine inanmak, topraktan kadehe olan yolculuğu bir serüven gibi yaşamak ve her sene bunu yeniden hissetmek benim için vazgeçilmez. Her yıl yenileniyor, gelişiyor, sorguluyor ve yaratıcı olmaya çalışıyorsunuz. Ekibim ile Türkiye’nin ilklerinden birkaç şaraba imza atma şansına sahip oldum. Bunun devam etmesi, kendimi yenilemek ve bu şekilde zihnen aydınlık ve yeni kalmak için çalışmaya devam edeceğim.
Bu güzel söyleşi için de Teşekkür ederim.
KAYNAK: http://www.keyifnotlari.com/tr/yazi/194/Turkiye-de_onolog_Olmak:_Murat_uner.html
Murat Öner: Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden 1995 yılında mezun olduktan sonra, 1996 yılında Kavaklıdere Şarapları’nda ar-ge mühendisi olarak işe başladım. Çalışırken; mezun olduğum üniversitede Alkol ve Alkollü İçkiler Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimimi devam ettirdim ve Elazığ yöresi Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden kaliteli şarap üretimi üzerinde tez çalışmamı tamamladım. Üretimin farklı kademelerinde çalıştıktan sonra son 3 yılımı Üretim Müdürü olarak sürdürdüm. 2005 yılında Kayra ailesi ile tanıştım. Tesislerin modernize edilmesi, yeni ürün çalışmaları, yeni marka oluşumu beni çok heyecanlandırdı ve bu ekibin içinde yer almaya başladım. İki yıl Şarap Üretim Danışmanı olarak görev aldıktan sonra, Kayra Şarapları’nın Elazığ ve Şarköy’de faaliyet gösteren Şaraphane ve Bağlarının yöneticisi olarak Şarap Üretim Müdürü görevine getirildim.
Nasıl önolog olmaya karar verdiniz? Ben şarap yapımcısı olacağım deyince hemen olunabiliyor mu ?
Aslında yarı okullu yarı alaylı sayılabilecek bir yerdeyim. Önoloji okumadım ama; sektörümüzde şarap yapımcısı (winemaker) tanımına uygun bir eğitimim ve tecrübem var. Gıda Mühendisliği eğitimim sırasında; Kavaklıdere Şarapları’nda mühendislik stajımı yapmam mesleğime bakışım ciddi anlamda değiştirdi. Gıda mühendisi olarak pek çok farklı alanda çalışabilirdim. Ancak; tiyatroda “sahne tozu yutmak” deyiminin de verdiği hisse benzer bir duygu yaşadım ve bir kere şaraphane kokusu aldım ve bundan kopamaz oldum.
Aslında herkes şarap yapabilir, ancak herkes winemaker olamaz. Önemli olan bu mesleği iş kolu olarak görmekten çok bir yaşam biçimi olarak görmeniz; nitelikli, karakterli, tüketene keyif veren şaraplar yapacak bir vizyona sahip olabilmeniz ve iyi eğitilmiş bir burun ve damağınızın olması gerekiyor. Bu meslek, mezun olduğunuzda diplomanızı alıp, başlayabileceğiniz bir meslek değil. Tecrübe ve yılların birikimi ile zamanla olgunlaşıyorsunuz ve hiçbir zaman da “ben oldum” diyemiyorsunuz. Çünkü çok katmanları olan bir iş yapıyorsunuz. Her sezon yaptığınız şarapların kalitesine binlerce farklı etken dahil oluyor. Bu etkileri yönetmek ve iyi sonuçlar elde etmek de tecrübe ve bilgi birikiminizle olabiliyor. Bizim mesleğimiz aslında bir zanaat. İçinde usta – çırak ilişkisini barındıran, çırakların ustalık mertebesine ulaştıklarında dahi, kendi ustaları için hala birer çırak olarak kaldıkları bir yapı. Bu mutfaktaki, şefin ekibi ile ilişkisine de benziyor. Meslekteki olgunluk ve deneyiminiz; şarap yaptığınız bağbozumu miktarı ile değerlendiriliyor. Örneğin 2013 yılı benim 17’inci bağbozumum olacak.
Ülkemizde genel olarak yabancı önolog danışmanlığında şarap yapılıyor. Neredeyse her firmanın yabancı danışman var. Yabancı bir danışman birlikte şarap yapmak nasıl bir duygu? Kuşkusuz konusunda uzman olan bu danışmanların öğreticiliği yanında size kısıtladığını düşündüğünüz yönleri var mı?
Son 10 yıla baktığınızda sektörde ciddi bir hareketlenme var. Yurt içi ve yurtdışı yarışmalarda iyi sonuçlar alıyoruz. Küçük, büyük hemen her şaraphane yabancı uzmanlar ile çalışıyor. Gelişimini sürdüren bir sektör için çok olumlu bir durum. Şaraplarımızın kalitesi ciddi anlamda arttı. Ancak burada çalıştığınız uzmanın bilgi birikimi, tecrübesi ve işe yaklaşımı çok önemli. Bu noktada, sektörün danışman olarak ihtiyacı tecrübeli yabancı uzmanlardır. Yeni mezun winemaker’ların tecrübe kazanacağı bir ülke durumuna gelmemiz doğru olmaz. İşletmeler yabancı danışman çalıştıracaksa belirli kriterlere göre bu seçimi yapmalılar. Örneğin, şu an çalıştığım danışmanımız Daniel O’Donnell, klasik bir danışman örneğinin çok dışında bir şekilde bilgisini paylaşarak buradaki winemaker adaylarını yetiştirmek için çaba sarf ediyor. Bu şekilde yabancı danışmanlardan destek almak her zaman faydalı olacaktır.
Aslında biz yabancı danışmanlara, yerli üzüm çeşitlerimizi, bölgelerimizin toprak yapılarını, iklimini, hangi stillerde nasıl şaraplar yaptığımızı anlatıyoruz; onlar da bizlere, tecrübelerini kullanarak, daha farklı ve iyi sonuçlar elde etmenin yollarını gösteriyorlar. Burada mevcut üretim ekipleri ile yabancı danışman arasında bir bilgi alışverişi bulunuyor. Bu da ülke şarapçılığında çıtanın yükselmesini kesinlikle destekliyor ve üretim ekiplerinin bilinçlenmesini sağlıyor.
Kuşkusuz büyük özveri ve emekle yapımını üstlendiğiniz şaraplarınızı seviyorsunuz. Bu profesyonel çerçevenin dışında, sizin sevdiğiniz yerli ve yabancı üzümler, şaraplar, bölgeler nelerdir? Nerelerdir?
Bağcılık ve şarapçılıktaki zengin çeşitlilik yönünden beni Avustralya ve Yeni Zelanda çok etkiliyor. Çok farklı stillerde şaraplar bulmanız mümkün. Avustralya Shiraz’ları ve özellikle; Mc Laren Vales ve Barossa vadisi üreticilerinden Penfolds, Keasler ve Rockbare’in favorilerim olduğunu söyleyebilirim. Yeni Zelanda Sauvignon blanc, Chardonnay ve Pinot noir’leri de keyif aldığım şaraplardan.
Yerli üzümlerden ise Boğazkere, Öküzgözü ve Kalecik Karası benim için en başta gelen çeşitler. Yerli üzümlerin gerçek potansiyelini hala tam olarak göremediğimize inanıyorum. Bu üzüm çeşitlerinin kendi terroir’leri dışında da çok farklı özellikler gösterdiğini görebiliyoruz. Bu farklı özellikler, şarap stil çeşitliliğini arttırmaya imkan sağlayacaktır. Bu farklılıklarla da bölgesel üretim karakterlerini oluşturacaktır.
Bugüne kadar yapımına katkınız olan güzel şaraplar ve Keyif Notları’na zaman ayırdığınız teşekkür ederiz. Bundan sonraki şarap yolculuğunuzda başarılar dilerken. Son olarak neler söylemek istersiniz? Yapmayı düşlediğiniz bir şarap var mı?
Türkiye’nin en iyi ekipleri içinde yer aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bir ekip oluşturmak, şarabı bir “ürün” olarak görmekten çok ötesine inanmak, topraktan kadehe olan yolculuğu bir serüven gibi yaşamak ve her sene bunu yeniden hissetmek benim için vazgeçilmez. Her yıl yenileniyor, gelişiyor, sorguluyor ve yaratıcı olmaya çalışıyorsunuz. Ekibim ile Türkiye’nin ilklerinden birkaç şaraba imza atma şansına sahip oldum. Bunun devam etmesi, kendimi yenilemek ve bu şekilde zihnen aydınlık ve yeni kalmak için çalışmaya devam edeceğim.
Bu güzel söyleşi için de Teşekkür ederim.
KAYNAK: http://www.keyifnotlari.com/tr/yazi/194/Turkiye-de_onolog_Olmak:_Murat_uner.html
Türkiye'nin en genç şarapları
ŞARAP Dostları Derneği 1-2 Mart 2013 tarihlerinde Istanbul Four Seasons Hotel'de, dernek kurucusu, Türkiye'de gastronomi yazarlığının öncüsü Dr.Tuğrul Şavkay adına düzenlediği şarap yarışmasında Türkiye'nin en iyi genç Türk şaraplarını seçti. Yarışmaya 30 farklı üreticinin 2010, 2011 ve 2012 yılı üretimi 134 şarabı katıldı.
Türk Şaraplarının yurt dışına açılımının hedeflendiği yarışmanın en önemli özelliği; profesyonel jürisinde kendini şarap tadımı ve seçiminde uluslararası arenada kanıtlamış, master of wine ve master sommelier düzeyindeki profesyonel tadımcıların juride yer almalarıydı. Ayrıca, Türkiye'de ilk kez profesyonel OIV (Uluslararası Bağ ve Şarap Ofisi) tarafından öngörülen tadım koşulları ve değerlendirme sistemi uygulanarak kör(kapalı) tadımla objektif değerlendirme yapıldı.
Tadımı Şarap Dostları Derneği Üyesi Prof. Dr. Ertan Anlı yönetti. Yarışmada profesyonel jürinin yaptığı profesyonel değerlendirme dışında, ayrı bir değerlendirmeyi de şarap üreticileri ve dernek üyelerinden oluşturulan tadım jürileri yaptı. Böylece, şarap üreticileri de kendi damaklarını profesyonel damaklarla karşılaştırma olanağı buldular.
Sonuç olarak; büyük ustaların yaptığı profesyonel değerlendirmeyle Türkiye'nin en iyi genç şarapları ödülleri, üyelerin ve üreticilerin değerlendirmeleriyle de Tuğrul Şavkay ödülleri ortaya çıktı. Profesyonel sonuçlar OIV kuralları gereği ; "çift altın", "altın" ve "gümüş" olmak üzere üç kategoride, Tuğrul Şavkay ödülleri ise; üzüm çeşidine göre en iyiler olarak verildi.
Tadım sonunda; tadılan şaraplar ayrı bir salonda sergilenerek, üreticilerin ve masterların bir araya gelerek şarapları karşılıklı değerlendirme olanağı sağlandı. Kokteyl ve sohbet sonunda dernek yönetimi düzenlediği ödül töreniyle yarışma sonuçlarını ilan etti ve üreticilere katılım sertifikalarını sundu. Büyük usta'lar da, Türk şarapları konusundaki görüşlerini üreticilerle paylaştılar. Tadım, Boğaz'da bir gezi ile sonlandı.
Narince,Kaleci karası,Boğazdere,Öküzgözü şarapları rakipsiz
Yarışmada, 84 kırmızı, 37 beyaz ve 13 roze şarap değerlendirmeye alındı. Elde edilen sonuçlar Türk şaraplarının son dönemde ne denli önemli bir gelişme gösterdiğini ortaya çıkardı. Büyük ustalar, Türk şaraplarının kendilerini şaşırtan hızla geliştiğini ve artık dünya pazarına açılması gerektiğini vurguladılar. Özellikle, Narince, Kalecik Karası, Boğazkere, Öküzgözü gibi yerel üzümlerden üretilen şarapların yabancı pazarlarda rakipsiz olduğunu ve büyük potansiyel arzettiklerini belirttiler.
IV. TUĞRUL ŞAVKAY-TÜRKİYE'NİN EN İYİ GENÇ ŞARAPLARI YARIŞMA SONUÇLARI
Profesyonel Juri seçimi:
Tadımı Şarap Dostları Derneği Üyesi Prof. Dr. Ertan Anlı yönetti. Yarışmada profesyonel jürinin yaptığı profesyonel değerlendirme dışında, ayrı bir değerlendirmeyi de şarap üreticileri ve dernek üyelerinden oluşturulan tadım jürileri yaptı. Böylece, şarap üreticileri de kendi damaklarını profesyonel damaklarla karşılaştırma olanağı buldular.
Sonuç olarak; büyük ustaların yaptığı profesyonel değerlendirmeyle Türkiye'nin en iyi genç şarapları ödülleri, üyelerin ve üreticilerin değerlendirmeleriyle de Tuğrul Şavkay ödülleri ortaya çıktı. Profesyonel sonuçlar OIV kuralları gereği ; "çift altın", "altın" ve "gümüş" olmak üzere üç kategoride, Tuğrul Şavkay ödülleri ise; üzüm çeşidine göre en iyiler olarak verildi.
Tadım sonunda; tadılan şaraplar ayrı bir salonda sergilenerek, üreticilerin ve masterların bir araya gelerek şarapları karşılıklı değerlendirme olanağı sağlandı. Kokteyl ve sohbet sonunda dernek yönetimi düzenlediği ödül töreniyle yarışma sonuçlarını ilan etti ve üreticilere katılım sertifikalarını sundu. Büyük usta'lar da, Türk şarapları konusundaki görüşlerini üreticilerle paylaştılar. Tadım, Boğaz'da bir gezi ile sonlandı.
Narince,Kaleci karası,Boğazdere,Öküzgözü şarapları rakipsiz
Yarışmada, 84 kırmızı, 37 beyaz ve 13 roze şarap değerlendirmeye alındı. Elde edilen sonuçlar Türk şaraplarının son dönemde ne denli önemli bir gelişme gösterdiğini ortaya çıkardı. Büyük ustalar, Türk şaraplarının kendilerini şaşırtan hızla geliştiğini ve artık dünya pazarına açılması gerektiğini vurguladılar. Özellikle, Narince, Kalecik Karası, Boğazkere, Öküzgözü gibi yerel üzümlerden üretilen şarapların yabancı pazarlarda rakipsiz olduğunu ve büyük potansiyel arzettiklerini belirttiler.
IV. TUĞRUL ŞAVKAY-TÜRKİYE'NİN EN İYİ GENÇ ŞARAPLARI YARIŞMA SONUÇLARI
Profesyonel Juri seçimi:
TÜRKİYE'NİN EN İYİ BEYAZ ŞARAPLARI
ALTIN MADALYA
1. 2012 Sevilen İsabey Sauvignon Blanc2. 2011 Pamukkale Meridies Narince
3. 2011 Kavaklıdere Cotes d'Avanos Narince
4. 2010 Vinkara Mahzen Narince
5. 2012 Gıdatay Prodom Narince
6. 2012 Kavaklıdere Cotes d'Avanos Sauvignon Blanc
GÜMÜŞ MADALYA
1. 2011 Diren Karmen Narince
2. 2011 Sevilen 900 Sauvignon Blanc
3. 2012 Yazgan Emir
4. 2012 Vinkara Doruk Narince
5. 2012 Likya Arykanda Sauv. Blanc
6. 2011 Kayra Terra Sauvignon Blanc
7. 2011 Doluca Sarafin Sauvignon Blanc
8. 2010 Kavaklıdere Selection Narince
2. 2011 Sevilen 900 Sauvignon Blanc
3. 2012 Yazgan Emir
4. 2012 Vinkara Doruk Narince
5. 2012 Likya Arykanda Sauv. Blanc
6. 2011 Kayra Terra Sauvignon Blanc
7. 2011 Doluca Sarafin Sauvignon Blanc
8. 2010 Kavaklıdere Selection Narince
TÜRKİYE'NİN EN İYİ KIRMIZI ŞARAPLARI
ALTIN MADALYA
1. 2010 Barbare Elegance2. 2010 Suvla Sur Merlot
3. 2012 Yazgan Mahra Boğazkere
4. 2010 Doluca Tuğra Boğazkere
5. 2011 Gıdatay Prodom Shiraz-Kalecik Karası
6. 2010 Kayra Versvs Cabernet Franc
7. 2011 Gıdatay Prodom Shiraz-Petit Verdot-C.Franc
8. 2012 Likya Pinot Meunier
9. 2011 Sevilen Güney Shiraz
10. 2010 Kavaklıdere Pendore Shiraz
GÜMÜŞ MADALYA
1. 2012 Sevilen Majestik Öküzgözü2. 2010 Chateau Kalpak Merlot
3. 2010 Kayra Vintage Merlot
4. 2010 Büyülübağ Rezerve Cabarnet Sauvignon
5. 2010 Sevilen Centum Shiraz
6. 2011 Pamukkale Nodus Merlot
7. 2010 Doluca Kav Boğazkere
8. 2011 Sevilen 900 Petit Verdot
9. 2010 Chateau Kalpak Cabernet Franc
10. 2010 Selendi Merlot
11. 2011 Urla Urla Karası
12. 2011 Pamukkale Nodus Shiraz
13. 2010 Urla Vurla Boğazkere
14. 2011 Yazgan Vodina Cabernet Sauvignon
15. 2010 Pamukkale Meridies Kalecik Karası
TÜRKİYENİN EN İYİ ROZE ŞARAPLARI
ALTIN MADALYA
1. 2012 Kayra Leona Blush2. 2012 Pamukkale Meridies
GÜMÜŞ MADALYA
1. 2012 Likya İsinda2. 2011 Doluca Verona
3. 2012 Barbare Roze
ŞARAP DOSTLARI DERNEĞİ çeşit bazında şarap seçimi: