Ana Sayfa

17 Mart 2013 Pazar

Ateşin Kızı, Aşkın Sesi BUİKA - Concha Buika Hakkında


"Bir kişinin sanatı kimi zaman acısındadır ve bence kişi bunu soluk alır gibi her anında olduğu gibi anlatmalıdır”...Buika

Concha Buika


İlk defa albümünü dinlediğimde hissettiğim huzuru hatırlıyorum. Ne güzel zamanlarmış onlar... Şimdi bu huzurun çok uzağında olsam da yine de Buika'nın sesini duymak beni sakinleştiriyor. 

Benim için efsane bir isim... Flamenko, Soul ve Caz karışımı müzik tarzıyla dinlerken sıkmayan, bazı şarkılarında sizi uzaklara alıp götüren ezgileriyle her zaman hatırlayacağınız bir şarkıcı.

Şarkının dilini, hikayesini bilmesen bile, seni hüzünlendirecek kadar kuvvetli bir sesin sahibidir kendisi. Evet bu etkiyi herkesin üzerinde bırakan güçlü bir sesi var hatun zatın.



İkinci albümü, Mi Niña Lola ile de İspanyol Müzik Ödülleri'nde, "En İyi Prodüksiyon" ve "En İyi İspanyolca Albüm" dallarında ödüllerin sahibi olan Buika Niña de Fuego albümü ile Latin Grammy ödüllerine "Yılın En İyi Albümü" ve "En İyi Prodüksiyon" kategorilerinde aday olurken son stüdyo albümü El Ultimo Trago ile Latin Grammy'lerinin sahibi oldu.

Ünlü yönetmen Pedro Almodovar'ın sansasyonel filmi "La Piel Que Habito - İçinde Yaşadığım Deri" için küçük bir rol alarak seslendirdiği şarkılarla da büyük ilgi gören sanatçı için Almadovar; "Şarkıları bizi kendi aşk hikayelerimizle yüz yüze bırakıyor.Ve öyle bir yere bırakıyor ki, en çok hayal kırıklıklarımız göze çarpıyor. Dahası, onu şarkı söylerken dinledikten sonra herhangi biri aynı hataları yapmaya kesin kararlı olabiliyor çünkü tutku içinde herhangi bir kural, sağduyu, tedbir ya da pişmanlığa yer yok..."diyor.


Buika Hakkında




Concha Buika 'María Concepción Balboa Buika' adıyla Mayorka adasında Ekvator Ginesi’nden politik nedenlerle sürgün edilen bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Adanın merkezi Palma’nın fakir bir semtinde yaşayan Buika’nın çocukluk yaşlarından hatırladığı, yaşadığı semtte ailesinin dışındaki tek siyah komşularının hediye dükkanının kapısında duran görevli olduğu. Komşularının her dakika ilgisini çeken Buika Afro saçlarına nasıl bir tarz verebileceğini Michael Jackson ve Whitney Houston gibi hayranlık duyduğu sanatçıların fotoğraflarından öğrenmiş.

Bir yazar ve bir aktivist olan babaları aileyi terk ederek Gine’ye geri dönmüş ve anneleri geriye kalan 5 kardeşiyle beraber müzikle iç içe dolu bir evde Buika’yı yetiştirmiş.'Şarkı söyleyerek,gitar,piyano ve bas gitar gibi enstrümanları çalarak büyüyen Buika bu enstrümanlara daha sonra çelloyu da eklemiş.
“Ben bir Afrikalıyım ve Afrikalı müzik eğitimi almaz” diyerek yeteneğinin köklerinden geldiğini açıklayan sanatçı “Bir Afrikalı müziksiz yaşayamaz.Tıpkı yemek yemek gibi müzik günlük hayatımızın bir parçasıdır” diyor.

Buika okuldan sonra kendini Palma’da yaşayan çingeneler arasında bulurmuş. O dönemlerin etkisini Buika içinden gelen flamenko vokal tarzında ve copla ile aktardığı derin aşk şarkılarında hissettiriyor. Buika her ne kadar copla ile özdeşleştirilse ve İspanyol romantik tarzının yeni ismi olarak kabul edilse de herhangi bir tür ya da tarzla sınırlandırılmayı kabul etmiyor. Bütün sanatçıları ve her tür müziği “Tanrının bir hediyesi” olarak gören sanatçı kendini müzikle ifade eden bir topluluk arasında doğduğunu söylemekten çekinmiyor.

”Çünkü bir kişinin sanatı kimi zaman acısındadır. Her yerdedir ve bence kişi bunu açıkça, cesurca yaşamalıdır ve soluk alır gibi her anında olduğu gibi anlatmalıdır” diyor Buika.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder