Ana Sayfa

17 Mart 2013 Pazar

Tarihe düşülen notlar



- Leonard Bernstein'e, kendisinden sık sık "piyanist-kompozitör-orkestra şefi" tabirini kullanmalarından bıkıp bıkmadığını sordular. Bernstein: "Hakikatte bana çok faydası dokunan bir tabir" diye cevap verdi. "Bir gece orkestra şefi olarak pek de iyi sayılmayan bir idare gösterdiğimi farz edin. O zaman halk bunun, bir piyanist için hiç de fena bir netice olmadığını düşünecektir. Yahut eğer mükemmel bir piyano solosu yapamazsam, bir kompozitör için pek fena sayılmazdı diyecekler"

- Başkan Kennedy'nin iktisat baş müşaviri Dr.Walter W.Heller "ortalama" kelimesinin, bilhassa istatistikçilerin ağzında çok lastikli olabileceğini söylüyor ve şu örneği veriyor: "Eğer bir adamın sağ ayağı kızgın bir soba üzerinde, sol ayağı ise buz içinde bulunsa, istatistikçi o adamın ortalama olarak rahat olduğunu söylerdi."





- Meşhur Amerikan mizah yazarı Mark Twain trende seyahat ederken karşısında oturan yolcunun bir kitabını okumakta olduğunu gördü. Adam kitabı bitirince konuşmaya başladılar. Twain, yol arkadaşının kendisini tanımadığını anlayınca sözü kitaba getirip sordu: "Biraz evvel bir kitap okuyordunuz. Nasıl güzel bir şey miydi? Beğendiniz mi?" Adam bir müddet durakları ve sonra, "Okumamış olmak için 100 dolar verirdim" diye  karşılık verdi. Twain fena halde bozulmuştu. Böyle bir cevap beklemiyordu. Dayanamayıp sordu: "Niye? Çok mu kötü?" Adam: "Hayır" dedi. "Bilakis, ilk defa okumanın zevkini tekrar tadabilmek için"

Mark Twain

- George Bernard Shaw bir misafirine, yıllarca önce Rodin tarafından yapılmış bir büstünü gösteriyordu. İhtiyar Shaw, "Bu heykelde tuhaf bir şey var" diye anlattı. "Her gün biraz daha gençleşiyor."

- Meşhur bir ressamı uzun zamandır görmediği bir gençlik arkadaşı ziyarete gelmişti. Gençlik hatıralarından bahsettiler. Bu arada biri kız biri erkek iki çocuk içeriye girdi. İkisi de birbirinden çirkin şeylerdi. Ressam: "Çocuklarım." diye tanıttı. Bir müddet daha konuştuktan sonra üstadın resimlerini görmek üzere atölyesine çıktılar. Resimlerin hepsi hakikaten birer şaheserdi. Arkadaşı samimiyetlerine güvenerek sordu: "Yahu kusura bakma ama bu kadar güzel eserler verebilen bir insanın çocukları nasıl bu kadar çirkin olabilir?" Meşhur ressam güldü. "Bunları" dedi, resimleri göstererek, "Gündüz gözü ile yapıyorum. Öbürlerini gece karanlıkta çırpıştırdım."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder