bilim adamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bilim adamı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Mart 2013 Cumartesi

Hayata Anlam Katan Çalışmalar - Havadan İçme Suyu Üretmek



Peru’nun Mühendislik ve Teknoloji Üniversitesi yani UTEC (University of Engineering and Technology) yeni öğrencilere ulaşmak, öğrenci adaylarının dikkatini çekmek için çok güzel bir çalışmaya imza atmış. Havadaki nemi kullanarak içme suyu üreten bir billboard tasarlamış ve bunu dünyanın çöl üzerine kurulu en büyük ikinci başkenti olan Lima’ya yerleştirmiş.

Ve Reklam panosundan kısa süre içerisinde bir sürü insan faydalanmış ve bilmem ne kadar su üretilmiş. İleride yaygınlaşmasa da akla getirince dünyada temiz suya ulaşamayan milyonlar için büyük bir çalışma. Biz suyu hunharca harcarken, dünyada temiz su bulamayan insanlar var olduğunu unutmamak lazım. Dünyadaki zengin iş adamları reklamın iyisi kötüsü olmaz deyip insanları kandırmaya çalışacaklarına bi tane şu billboard dan yaptırsalar da sevaba girseler keşke.



21 Mart 2013 Perşembe

1964 - Yarının Hastanesi Böyle Olacak...


Alabama'nın ormanlık bir tepesinde iş adamları ve bilginlerden oluşan bir grup "yarının hastanesini" inşa etmeye çalışıyorlar.

İşte hastanenin hayret verici özellikleri;

Ameliyathanesi, mutfağı, çamaşırhanesi bulunmayacaktır.

Ameliyat, hastanın yatağında, şişirilmiş, sterilize bir plastik torbanın içinde yapılacaktır.
Yatak icabında banyo, duş, tuvalet görevi görecek, yerinden çıkarılabilir demirleri, boru tertibatı olacaktır.

Bütün hastane portatif olacaktır. Savaş alanlarına, denize, dünyanın herhangi bir yerine paraşütle indirilip çok kısa sürede hasta kabul edecek şekilde dizayn edilmiştir.

Doktor ve hemşirelerin viziteye çıkmasına gerek kalmayacaktır. Hastanın nabzının sayılması, ateşine bakılması, tansiyonunun ölçülmesi için yatak takımında bulunan küçük düğmelerden faydanılacaktır. Bu düğmelere "transducer" deniyor. Uzay seyahatlerinde hayvanlara bağlanan ve sağlık durumlarının ölçüldüğü sistemle aynı sistem kullanılacaktır.

Atomedic'in tıp direktörü Dr.Hugh MacGuire, "Birgün gelecek, hasta veya sağlam herkes, bu "transducer" leri taşıyacak. Günün birinde de belki doktor kapınızı çalacak ve size hastalanmak üzere bulunduğunuzu haber verecektir" diyor.


Adam da ne ileri görüşlülük varmış arkadaş. Biraz fadılın imzasına benzemiş olay ancak hayal gücünü satmak diye buna derim ben.

Bu tanıtım 1964 NewYork Fuarında yapılmış. Ancak araştırdığım kadarıyla hayata geçirilememiş. İnşaatı tamamlanmış ama o dönemin hatta şimdinin teknolojisine göre bile uçuk bir fikir.

Biz hala hastanelerde süründüğümüze göre, o yıllardan bu yana çok da ilerleme kaydedilmemiş sanırım...








18 Mart 2013 Pazartesi

Van de Graaff Jeneratörü


1931 yılında, R.J. Van de Graaff  milyonlarca volt aşamasında yüksek gerilimler verebilecek bir makina tasarladı. Hareket eden bir kayış üzerine aynı cinsten yükler konur, kayış bunları yukarı doğru taşıyıp, oradaki içi boş bir bakır kubbeye bırakır. Bu iş sürekli bir işlemdir, alt tarafta, kayış yükleri toplayıp alır ve tepeye taşıyıp, depo edilmek üzere orada bırakır. Kubbedeki yük miktarı arttıkça, gerilim de yükselir.

Kubbenin negatif yüklerle doldurulacağını varsayalım. Makinenin alt ucunda, nispeten alçak gerilimde - yaklaşık olarak 20.000 voltluk - bir elektrik akımı meydana getiren bir üreteç vardır. Bu üretecin negatif ucuna sivri madensel uçlar bağlanmıştır.

Bu sivri uçlardaki yüklerin yoğunluğu o kadar büyüktür ki, üreteçten gelen yeni yükler bunları dışarı doğru iter. Dış yüzeyde fazlasıyla kalabalıklaşmış olan yükler birbirini iter ve etrafındaki havaya kaçmaya başlar ya da büyük bir kıvılcım halinde toprağa boşalır.

İzleyelim :)




Camp Century, Greenland



Aralık 1960...

Popular Science Monthly, Amerika

Dünyanın en garip şehri, Amerikan ordusunun mühendisleri tarafından Grönland'ın geniş buzdan külahının altında bina inşa edilmiştir. Dört blok uzunluğundaki şehir, tamamıyla karla örtülü olacaktır. Ve her konforu atomik enerji vasıtasıyla temin olunacaktır. Kuzey Kutup noktasına 1280 km. uzaklıktaki bu akıllara durgunluk verici cemaati, Danimarka hükumetinin işbirliğiyle kuran Amerikan ordu mühendisleri, böylece kuzey kutbunun yenilebileceğini ispat etmişlerdir.

Şehir, bu yılın son aylarında buraya taşınmaları beklenen 100 fen adamı, mühendis ve askeri barındıracak ve rahat ettirecektir. Onlar burada, sıcaklığın kışın sıfırın altında 56 dereceye düştüğü ve rüzgarların saatte 160 km. hızla karları savurduğu dünyanın en çetin şartlı çevrelerinin birinde yaşamak, çalışmak ve savaşmak problemlerini etüt edeceklerdir.

Bir müddet sonra, kar içinde açılan bir tünelin içinde işleyecek elektrikli trenler, şehri, 243 km. batıdaki Thule hava üssüne bağlayacaktır. Ayrıca uçaklar ve helikopterler için ayrı ayrı iniş sahaları yapılmaktadır.


Adamlar, gömülü koridorlarla birbirine bağlı, portatif binaların içinde yaşayıp çalışacaklardır. Bu soğuğa karşı tecrit edilmiş şehirde, Eskimoların ve kutuplarda bulunan vazifelilerin giydikleri ağır giyim eşyasına lüzum olmayacaktır. Çalışma sahalarında sıcaklık, 5 derecede bulundurulacak, yatılıp kalkılan yerlerde 15 dereceye kadar yükseltilecektir. Bir yelpaze sistemi, tünellerin ılık havasını dağıtarak kardan duvarların sıcaklığını sıfırın altında 5 derece civarında tutacak ve böylece erimelerini önleyecektir. Kardan zeminin cıvıklaşmasına engel olmak için, binalar yerden biraz yüksekte kurulacak ve altlarında, soğuk bir hava cereyanının varlığına imkan verilecektir.

Şehrin yerlileri, dışarı çıkmadıkça gün ışığını görmeyecekler, hele güneşin hiç doğmadığı Aralık ve Ocak gibi yılın en çetin aylarında çıksalar bile güneşten mahrum kalacaklardır. Adamlar, günün sekiz ila on saatinde işleriyle meşgul olacaklardır. Her gece sinema gösterilecektir. Televizyon askeri TV istasyonu tarafından temin edilecektir. Şehrin odaları, bir jimnastik salonu, türlü malların satın alınabileceği bir mağazası ve bir kütüphanesi bulunacaktır. Seri posta servisi ve Birleşik Amerika'daki zevce ve çocuklarla yapılacak telefon konuşmalarının, buz külahında dörder ay tecrit edilecek bu insanları, kendilerini, yuvalarından pek o kadar uzak hissettirmeyeceği umulmaktadır. 

Century Kamp'ın Kesiti

Century Kampı, beş yıllık inşaat denemelerinden sonra kurulmuştur. Çalışma sahalarında bilhassa fenni laboratuvarlar yer alacaksa da, lüzumunda, buz altından kıtalar arası roketler salıvermek veya böyle roketlerin yolunu kesmek için bir askeri tesis kurmakta gerekli planlar, teknikler ve malzeme hazırdır.

Mühendislerin başa çıkamadığı bir şey, duvarların birbirine yaklaşmasına ve tünellerin burkulmasına sebep olan, buzun yavaş, plastik hareketidir. Fakat, belli aralıklarla buzu yontmak suretiyle, bu kampta 10 yıl barınabileceklerini ummaktadırlar.

Amerikan ordusu tarafından gerçekleştirilen bu proje 1959 - 1966 yılları arasında faaliyet göstermiş.

Century Camp dışarıdan bakıldığında bir buz kütlesine benzemesine rağmen, nükleer enerji ile çalışan gizli bir üs olarak Amerikan ordusuna hizmet vermiş.

Nükleer araştırmaların yanı sıra, çevre ölçümleri, iklim, kirlilik ve gelecek ile ilgili çalışmalarda da önemli rol oynamıştır. 5.700.000 $ ı taşınabilir nükleer santral olmak üzere proje 7.920.000 $ mal olmuş.

Çok fazla bilinen bir konu olmadığını düşünerek paylaşmak istedim. Adamların 1960 lı yıllarda planladıkları şeyler bizimi için şimdi bile çok uzak...

Kamptan fotoğraflar...


17 Mart 2013 Pazar

Tycho Brahe Çalışmaları


Tycho Brahe


Danimarkalı astronom Tycho Brahe (1546-1601), yüksek presijyonlu,büyük aletlerle bir rasathane kurmuş olan ilk adamdır. Yaptığı sistematik kayıtlarının genişliği ve presijyonu ile ünlüdür, ve Kepler gezegenlerinketlerine dair üç kanunu bu gözlemlerden çıkarmıştır.
On üç yaşında, amcası Tycho Brahe‘yi Kopenhag Üniversitesinde tahsile yolladı. Orada bulunduğu sırada, bir güneş tutulması kendisini astronomi ile ilgilendirdi. altı yaşına geldiği vakit, amcası kendisini LeipzigÜniversitesine hukuk tahsiline yolladı, fakat kendisi oradaki vaktinin büyükbir kısmını astronomiye verdi. 17 yaşında Jüpiter ile Satürn arasında bir yaklaşma gözledi. Bunların yollarını kaydeden tabloların doğru olmadıklarına dikkat etti ve gereken düzeltmeleri yaptı.