ŞARAP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞARAP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2014 Pazar


Kadın ve şarap...

''Bir kadını anlamak,bir şarabı tatmak gibidir..'' 
Dünüyle,bugünüyle ve yarınıyla.. 
Sizde bıraktığı,bırakacağı tatları sevmek. 
Yeniden onu içebilmek arzusuyla yanıp tutuşmak gibidir... 
Sarhoşun hep bir bahanesi vardır içmek için... 
'' O hüzünlense de içer, sevinse de...'' 
Ama...Aşığın bahanesi olmaz.. 
Amacı mutlu olmaktır sevdiği ile... 
''Öyleyse değer vereceksiniz sevdiğiniz kadına.. 
Yüreğine dokunacaksınız, saçına dokunmadan önce...'' 
Ve kadın... 
Işığıyla,neşesiyle,kahkahasıyla başınızı döndürebiliyorsa.. 
Gözleri ile gözlerinizi okuyabiliyorsa.. 
Sevincinizi hüznünüzü paylaşabiliyorsa... 

İşte o kadın sizin şarabınızdır.

7 Ocak 2014 Salı

Wine and Dine - Sırf bu yüzden gezmek istiyorum.


Yurtdışına gitme isteğimin 90% ı bunlar yüzünden. 

Küçüklüğümden beri hep enişteme özenmişimdir nedense. Mükemmel bir hayatı yok belki ama benim büyüyünce olmak istediğim yerdeydi.

Belki de tek sebebi dolabında sahip olduğu yüzlerce içki şişesiydi. Gittiği ülkelerden çok gelen hediye şişeleri ve gittiği yerlerde aldığı şişeleri anlatırdı eskiden. Ben de hayran hayran dinlerdim hep.

Ben de aynı rüyadayım şimdi. Bir koleksiyonum olsun istiyorum. İçinde kimsenin görmediği garip içkiler olsun. Kurtlusu, akreplisi, prinçlisi...

Elimde şimdilik bunlar var ama onları da içmeye başladım küçük bekar evimde. Durum iyiye gitmiyor anlayacağınız :) stoklarım tükeniyor. Bir daha gitme ihtimalim var mı bilmem ama eğer gidersem içtiğim şarapların aynısından 2 şer tane alıcam bu sefer... hem tadını merak edip hem de saklamak zor iş vesselam.

4 Ocak 2014 Cumartesi

” Bakire ” Kızlar Şarabı

“Bakire Kızlar” tarafından ezilen üzümlerden yapılan şarapların daha lezzeti olduğu hakkında ortaya atılan görüşün gerçeklik payı ne kadardır ve kaynağı nedir?
Şarap alırken neye göre davranırsınız? O şarabı almanızda etken olan şey nedir? Marketlerden şarap alırken rafın önünde durup fiyatlarına ve etiketlerin şekline, tasarımına bakarsınız. Kararsız kaldığınızda ise telefona sarılıp bir bilene danışırsınız. Kendinden emin bir şarap sever iseniz, etiketleri inceler, üzüm cinslerine, hasat yılına, bağının bölgesine, alkol derecesine v.b. diğer bilgilere de bakıp karar verirsiniz.

1 Nisan 2013 Pazartesi

Değişik tatlar ve dengeler



Gerçek bir şarapsever, er ya da geç, şarapla ilgili sorular sormaya başlar ve derin bir ilgi ile sorulara yanıt bulmak ister. Merak etmek çekici; merağın bilgi edinerek giderilmesi ise keyif vericidir. Şaraptaki değişik tatları ve dengeleri tanımaya çabalamak, herşeyden önce algılar tanımlanabilir, değerlendirmeler anlaşılabilir ve bir şarabın geleceği hakkında yorumlarda bulunulabilirse, gerçek anlamda merak giderir ve keyif verir.


İyi bir şarap için iyi üzümlere, dengeli bir şarap için, dengeli üzümlere gereksinim vardır. Çiçeklenmeden sonra sert ve ham olan üzüm taneleri, büyümeye başlar. Taneler, litrede her biri 20 gram olmak üzere şeker ve asit (tartarik ve malik asitleri yarı yarıya) içerir. Tatları başta dayanılamayacak kadar ekşidir. Litrede 1 gram tartarik asidi dengelemek için litrede yaklaşık 30 gram şekere gereksinim vardır. Üzümler olgunlaşma sırasında fotosentez yoluyla şeker elde ederler ve bunun için asit, özellikle malik asit tüketirler. Olgun bir üzüm tanesi, yarı yarıya glikoz ve früktoz olmak üzere litrede 200 gram şeker ve dörtte üçü tartarik asit, dörtte biri malik asit olmak üzere litrede ortalama 6 gram asit içerir. İklim ne kadar sıcaksa, malik asit içeriği o kadar fazladır. Bağ bozumu sırasındaki kesin oranlar üzüm türüne, bölgeye, o yılki hava durumuna ve elde edilmek istenen şarap çeşidine bağlıdır. toplanan üzümlerin dengesi kendini yapılan şarapta gösterir.


Şekerin aside oranı, bağ bozumu zamanını belirleyen en önemli unsurdur. Bir meyveye fizyolojik olarak, şeker içeriği en yüksek seviyeye ulaştığı zaman olgun denilebilir. Bağcının yine de, meyve olgunlaşır olgunlaşmaz bağ bozumunu yapması gerekmez. Beyaz üzümlerin bağ bozumu, genellikle daha fazla asit olması için, biraz erken yapılır. Aromatik beyaz üzümler de, aroma içeriğinin en yüksek olduğu seviyeye, şekerin en fazla olduğu zamandan önce ulaştığı için, biraz daha erken toplanır. Kırmızı üzümler olabildiğince geç toplanır, çünkü kabukdaki tanenin, tat, yapı ve aromalara katkısı, üzüm olgunlaştığı sürece artar. Kırmızı üzümleri toplamak için, çok fazla beklenilirse, asit içeriği azalır ve bu da fazla alkollü, iyi ve olgun tanenli şaraplar için iyi bir sonuç vermez. Daha önce de belirtildiği gibi, denge bağda başlar.

Dario Moreno - Her Akşam Vodka Rakı ve Şarap

Bu şarkı ile içmek ne güzeldir. Hey gidi!

Türkiye'de Önolog Olmak: Murat Üner

Türkiye'de Önolog Olmak: Murat Üner

Türkiye'de Önolog Olmak: Murat Üner

Ahmet Gök: Şarap sektöründe profesyonellerin sizi yakın tanıdığını biliyoruz. Keyif Notları okurları için kısaca  Murat Üner’i tanıyabilir miyiz? 
Murat Öner: Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden 1995 yılında mezun olduktan sonra, 1996 yılında Kavaklıdere Şarapları’nda ar-ge mühendisi olarak işe başladım.  Çalışırken; mezun olduğum üniversitede Alkol ve Alkollü İçkiler Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimimi devam ettirdim ve Elazığ yöresi Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinden kaliteli şarap üretimi üzerinde tez çalışmamı tamamladım. Üretimin farklı kademelerinde çalıştıktan sonra son 3 yılımı Üretim Müdürü olarak sürdürdüm. 2005 yılında Kayra ailesi ile tanıştım. Tesislerin modernize edilmesi, yeni ürün çalışmaları, yeni marka oluşumu beni çok heyecanlandırdı ve bu ekibin içinde yer almaya başladım. İki yıl Şarap Üretim Danışmanı olarak görev aldıktan sonra, Kayra Şarapları’nın Elazığ ve Şarköy’de faaliyet gösteren Şaraphane ve Bağlarının yöneticisi olarak Şarap Üretim Müdürü görevine getirildim.

Nasıl önolog olmaya karar verdiniz? Ben şarap yapımcısı olacağım deyince hemen olunabiliyor mu ?
Aslında yarı okullu yarı alaylı sayılabilecek bir yerdeyim. Önoloji okumadım ama; sektörümüzde şarap yapımcısı (winemaker) tanımına uygun bir eğitimim ve tecrübem var. Gıda Mühendisliği eğitimim sırasında; Kavaklıdere Şarapları’nda mühendislik stajımı yapmam mesleğime bakışım ciddi anlamda değiştirdi. Gıda mühendisi olarak pek çok farklı alanda çalışabilirdim. Ancak; tiyatroda “sahne tozu yutmak” deyiminin de verdiği hisse benzer bir duygu yaşadım ve bir kere şaraphane kokusu aldım ve bundan kopamaz oldum.
 Aslında herkes şarap yapabilir, ancak herkes winemaker olamaz. Önemli olan bu mesleği iş kolu olarak görmekten çok bir yaşam biçimi olarak görmeniz; nitelikli, karakterli, tüketene keyif veren şaraplar yapacak bir vizyona sahip olabilmeniz ve iyi eğitilmiş bir burun ve damağınızın olması gerekiyor. Bu meslek, mezun olduğunuzda diplomanızı alıp, başlayabileceğiniz bir meslek değil. Tecrübe ve yılların birikimi ile zamanla olgunlaşıyorsunuz ve hiçbir zaman da “ben oldum” diyemiyorsunuz. Çünkü çok katmanları olan bir iş yapıyorsunuz. Her sezon yaptığınız şarapların kalitesine binlerce farklı etken dahil oluyor. Bu etkileri yönetmek ve iyi sonuçlar elde etmek de tecrübe ve bilgi birikiminizle olabiliyor. Bizim mesleğimiz aslında bir zanaat. İçinde usta – çırak ilişkisini barındıran, çırakların ustalık mertebesine ulaştıklarında dahi, kendi ustaları için hala birer çırak olarak kaldıkları bir yapı. Bu mutfaktaki, şefin ekibi ile ilişkisine de benziyor. Meslekteki olgunluk ve deneyiminiz; şarap yaptığınız bağbozumu miktarı ile değerlendiriliyor. Örneğin 2013 yılı benim 17’inci bağbozumum olacak.

Ülkemizde genel olarak yabancı önolog danışmanlığında şarap yapılıyor. Neredeyse her firmanın yabancı danışman var. Yabancı bir danışman birlikte şarap yapmak nasıl bir duygu?  Kuşkusuz konusunda uzman olan bu danışmanların öğreticiliği yanında size kısıtladığını düşündüğünüz yönleri var mı?
Son 10 yıla baktığınızda sektörde ciddi bir hareketlenme var. Yurt içi ve yurtdışı yarışmalarda iyi sonuçlar alıyoruz. Küçük, büyük hemen her şaraphane yabancı uzmanlar ile çalışıyor. Gelişimini sürdüren bir sektör için çok olumlu bir durum. Şaraplarımızın kalitesi ciddi anlamda arttı. Ancak burada çalıştığınız uzmanın bilgi birikimi, tecrübesi ve işe yaklaşımı çok önemli. Bu noktada, sektörün danışman olarak ihtiyacı tecrübeli yabancı uzmanlardır. Yeni mezun winemaker’ların tecrübe kazanacağı bir ülke durumuna gelmemiz doğru olmaz. İşletmeler yabancı danışman çalıştıracaksa belirli kriterlere göre bu seçimi yapmalılar. Örneğin, şu an çalıştığım danışmanımız Daniel O’Donnell, klasik bir danışman örneğinin çok dışında bir şekilde bilgisini paylaşarak buradaki winemaker adaylarını yetiştirmek için çaba sarf ediyor. Bu şekilde yabancı danışmanlardan destek almak her zaman faydalı olacaktır.
Aslında biz yabancı danışmanlara, yerli üzüm çeşitlerimizi, bölgelerimizin toprak yapılarını, iklimini, hangi stillerde nasıl şaraplar yaptığımızı anlatıyoruz; onlar da bizlere, tecrübelerini kullanarak, daha farklı ve iyi sonuçlar elde etmenin yollarını gösteriyorlar. Burada mevcut üretim ekipleri ile yabancı danışman arasında bir bilgi alışverişi bulunuyor. Bu da ülke şarapçılığında çıtanın yükselmesini kesinlikle destekliyor ve üretim ekiplerinin bilinçlenmesini sağlıyor.

Kuşkusuz büyük özveri ve emekle yapımını üstlendiğiniz şaraplarınızı seviyorsunuz. Bu profesyonel çerçevenin dışında, sizin sevdiğiniz yerli ve yabancı üzümler, şaraplar, bölgeler nelerdir? Nerelerdir?

Bağcılık ve şarapçılıktaki zengin çeşitlilik yönünden beni Avustralya ve Yeni Zelanda çok etkiliyor. Çok farklı stillerde şaraplar bulmanız mümkün. Avustralya Shiraz’ları ve özellikle; Mc Laren Vales ve Barossa vadisi üreticilerinden Penfolds, Keasler ve Rockbare’in favorilerim olduğunu söyleyebilirim. Yeni Zelanda Sauvignon blanc, Chardonnay ve Pinot noir’leri de keyif aldığım şaraplardan.
Yerli üzümlerden ise Boğazkere, Öküzgözü ve Kalecik Karası benim için en başta gelen çeşitler. Yerli üzümlerin gerçek potansiyelini hala tam olarak göremediğimize inanıyorum. Bu üzüm çeşitlerinin kendi terroir’leri dışında da çok farklı özellikler gösterdiğini görebiliyoruz. Bu farklı özellikler, şarap stil çeşitliliğini arttırmaya imkan sağlayacaktır. Bu farklılıklarla da bölgesel üretim karakterlerini oluşturacaktır.

Bugüne kadar yapımına katkınız olan güzel şaraplar ve Keyif Notları’na zaman ayırdığınız teşekkür ederiz. Bundan sonraki şarap yolculuğunuzda başarılar dilerken.  Son olarak neler söylemek istersiniz? Yapmayı düşlediğiniz bir şarap var mı? 

Türkiye’nin en iyi ekipleri içinde yer aldığım için kendimi şanslı hissediyorum. Bir ekip oluşturmak, şarabı bir “ürün” olarak görmekten çok ötesine inanmak, topraktan kadehe olan yolculuğu bir serüven gibi yaşamak ve her sene bunu yeniden hissetmek benim için vazgeçilmez. Her yıl yenileniyor, gelişiyor, sorguluyor ve yaratıcı olmaya çalışıyorsunuz. Ekibim ile Türkiye’nin ilklerinden birkaç şaraba imza atma şansına sahip oldum. Bunun devam etmesi, kendimi yenilemek ve bu şekilde zihnen aydınlık ve yeni kalmak için çalışmaya devam edeceğim.
Bu güzel söyleşi için de Teşekkür ederim.

KAYNAK: http://www.keyifnotlari.com/tr/yazi/194/Turkiye-de_onolog_Olmak:_Murat_uner.html




Türkiye'nin en genç şarapları


ŞARAP Dostları Derneği 1-2 Mart 2013 tarihlerinde Istanbul Four Seasons Hotel'de, dernek kurucusu, Türkiye'de gastronomi yazarlığının öncüsü Dr.Tuğrul Şavkay adına düzenlediği şarap yarışmasında Türkiye'nin en iyi genç Türk şaraplarını seçti. Yarışmaya 30 farklı üreticinin 2010, 2011 ve 2012 yılı üretimi 134 şarabı katıldı.
Türk Şaraplarının yurt dışına açılımının hedeflendiği yarışmanın en önemli özelliği; profesyonel jürisinde kendini şarap tadımı ve seçiminde uluslararası arenada kanıtlamış, master of wine ve master sommelier düzeyindeki profesyonel tadımcıların juride yer almalarıydı. Ayrıca, Türkiye'de ilk kez profesyonel OIV (Uluslararası Bağ ve Şarap Ofisi) tarafından öngörülen tadım koşulları ve değerlendirme sistemi uygulanarak kör(kapalı) tadımla objektif değerlendirme yapıldı.
Tadımı Şarap Dostları Derneği Üyesi Prof. Dr. Ertan Anlı yönetti. Yarışmada profesyonel jürinin yaptığı profesyonel değerlendirme dışında, ayrı bir değerlendirmeyi de şarap üreticileri ve dernek üyelerinden oluşturulan tadım jürileri yaptı. Böylece, şarap üreticileri de kendi damaklarını profesyonel damaklarla karşılaştırma olanağı buldular.
Sonuç olarak; büyük ustaların yaptığı profesyonel değerlendirmeyle Türkiye'nin en iyi genç şarapları ödülleri, üyelerin ve üreticilerin değerlendirmeleriyle de Tuğrul Şavkay ödülleri ortaya çıktı. Profesyonel sonuçlar OIV kuralları gereği ; "çift altın", "altın" ve "gümüş" olmak üzere üç kategoride, Tuğrul Şavkay ödülleri ise; üzüm çeşidine göre en iyiler olarak verildi.
Tadım sonunda; tadılan şaraplar ayrı bir salonda sergilenerek, üreticilerin ve masterların bir araya gelerek şarapları karşılıklı değerlendirme olanağı sağlandı. Kokteyl ve sohbet sonunda dernek yönetimi düzenlediği ödül töreniyle yarışma sonuçlarını ilan etti ve üreticilere katılım sertifikalarını sundu. Büyük usta'lar da, Türk şarapları konusundaki görüşlerini üreticilerle paylaştılar. Tadım, Boğaz'da bir gezi ile sonlandı.

Narince,Kaleci karası,Boğazdere,Öküzgözü şarapları rakipsiz

Yarışmada, 84 kırmızı, 37 beyaz ve 13 roze şarap değerlendirmeye alındı. Elde edilen sonuçlar Türk şaraplarının son dönemde ne denli önemli bir gelişme gösterdiğini ortaya çıkardı. Büyük ustalar, Türk şaraplarının kendilerini şaşırtan hızla geliştiğini ve artık dünya pazarına açılması gerektiğini vurguladılar. Özellikle, Narince, Kalecik Karası, Boğazkere, Öküzgözü gibi yerel üzümlerden üretilen şarapların yabancı pazarlarda rakipsiz olduğunu ve büyük potansiyel arzettiklerini belirttiler.




IV. TUĞRUL ŞAVKAY-TÜRKİYE'NİN EN İYİ GENÇ ŞARAPLARI YARIŞMA SONUÇLARI

Profesyonel Juri seçimi:

TÜRKİYE'NİN EN İYİ BEYAZ ŞARAPLARI

ALTIN MADALYA

1. 2012 Sevilen İsabey Sauvignon Blanc
2. 2011 Pamukkale Meridies Narince 
3. 2011 Kavaklıdere Cotes d'Avanos Narince 
4. 2010 Vinkara Mahzen Narince 
5. 2012 Gıdatay Prodom Narince 
6. 2012 Kavaklıdere Cotes d'Avanos Sauvignon Blanc

GÜMÜŞ MADALYA

1. 2011 Diren Karmen Narince 
2. 2011 Sevilen 900 Sauvignon Blanc 
3. 2012 Yazgan Emir 
4. 2012 Vinkara Doruk Narince 
5. 2012 Likya Arykanda Sauv. Blanc 
6. 2011 Kayra Terra Sauvignon Blanc 
7. 2011 Doluca Sarafin Sauvignon Blanc 
8. 2010 Kavaklıdere Selection Narince

TÜRKİYE'NİN EN İYİ KIRMIZI ŞARAPLARI


ALTIN MADALYA

1. 2010 Barbare Elegance 
2. 2010 Suvla Sur Merlot 
3. 2012 Yazgan Mahra Boğazkere 
4. 2010 Doluca Tuğra Boğazkere 
5. 2011 Gıdatay Prodom Shiraz-Kalecik Karası 
6. 2010 Kayra Versvs Cabernet Franc 
7. 2011 Gıdatay Prodom Shiraz-Petit Verdot-C.Franc 
8. 2012 Likya Pinot Meunier 
9. 2011 Sevilen Güney Shiraz
10. 2010 Kavaklıdere Pendore Shiraz

GÜMÜŞ MADALYA

1. 2012 Sevilen Majestik Öküzgözü
2. 2010 Chateau Kalpak Merlot 
3. 2010 Kayra Vintage Merlot 
4. 2010 Büyülübağ Rezerve Cabarnet Sauvignon 
5. 2010 Sevilen Centum Shiraz 
6. 2011 Pamukkale Nodus Merlot 
7. 2010 Doluca Kav Boğazkere 
8. 2011 Sevilen 900 Petit Verdot 
9. 2010 Chateau Kalpak Cabernet Franc 
10. 2010 Selendi Merlot 
11. 2011 Urla Urla Karası 
12. 2011 Pamukkale Nodus Shiraz 
13. 2010 Urla Vurla Boğazkere 
14. 2011 Yazgan Vodina Cabernet Sauvignon
15. 2010 Pamukkale Meridies Kalecik Karası

TÜRKİYENİN EN İYİ ROZE ŞARAPLARI

ALTIN MADALYA

1. 2012 Kayra Leona Blush
2. 2012 Pamukkale Meridies

GÜMÜŞ MADALYA

1. 2012 Likya İsinda
2. 2011 Doluca Verona
3. 2012 Barbare Roze


ŞARAP DOSTLARI DERNEĞİ çeşit bazında şarap seçimi:

26 Mart 2013 Salı

Şarabın Renkleri

Şarap seçimlerinizi yaparken dikkate almanız gereken bir diğer nokta da şarabın rengidir. Şarabın rengi onun asiditesi, vücudu, yıllanmışlığı hakkında fikirler verebilir. Elbette iyi bir gusto ya da degüstatör bu bilgiyi çok iyi harmanlayarak kör testlerde de şarap hakkında fikir edinebilmektedir. Bizim için ise şimdilik renklerin ne manaya geldiğini öğrenmek yeterli olacaktır sanırım.



Wine Pairing Chart - Şarap ve Yemek Eşleşmeleri

Bu tablo ile hangi yemekle hangi şarabın daha uygun olduğunu öğrenebilir, tercihlerinizi yaparken akılda kalıcı bilgilere ulaşabilirsiniz.



Farklı Şarap Çeşitleri Tablosu



Bu kadar çok şarap içinden hangisinin hoşunuza gideceğini nasıl bulabilirsiniz? Bu tablo çok yardımcı olabilir. Posterin üzerine tıklayınca veya kaynak adresten büyük versiyonuna ulaşabilirsiniz.

Kaynak: http://winefolly.com/review/different-types-of-wine/

Original Source: Different Types of Wine

20 Mart 2013 Çarşamba

Hangi şaraplar yıllandırmaya uygundur?


Bir bilene sormak lazım...

Bizler gibi amatör şarap severler için şarap yıllandırmanın veya şarap saklamanın ticari bir amacı olamaz. Yani biz şarabı ileride değerlenir, piyasası artar diye saklamayız. Ya şarabı çok beğenmişizdir, fiyatı da uygundur, ileride de ben bu lezzetten mahrum kalmayayım diye yüklüce bir miktar alıp canımız çektiğinde içeriz, ya da henüz olgunlaşmamış ama zaman içinde dengesini bulacağına inandığımız ümit vaat eden şarapları alır ileride gerçek lezzetine ulaşınca tadına varabilmek için yıllandırmaya çalışırız.

Bizler, yurtdışı değeri $100 geçmeyen şarapları sadece kendi zevkimize göre daha uygun bir zamanda içmek üzere saklayan şarap sever amatörleriz. Depoladığımız şarapların sayısı yüzlerle binlerle değil, 10 larla ifade edilir. Daha fazla risk alabiliriz ve ideal koşulları daha uygulanabilir sınırlara çekebiliriz. İşte benim revize edilmiş listem:
1. Gün ışığı görmeyecek.
2. Çevre ısısı mevsime göre hiçbir zaman 8-10 derecenin altına düşmeyecek, 21-22 derecenin üzerine  çıkmayacak. Gün içindeki ısı değişimleri 3-4 dereceyi aşmayacak.
3.Mantarı kurumaması için biraz rutubet faydalı olur ama bizim şaraplarımızı 30-40 sene saklamak gibi bir niyetimiz yok zaten. Çok kuru bir ortam olmasın, yeter.
4.Şişeler yatık olarak saklanacak.
5.Salonun ortasında kalorifere bitişik bir şaraplıkta muhafaza edilen şarapları 1 sene sonra sirke niyetine salataya bile dökemezsiniz. 


18 Mart 2013 Pazartesi

Bağbozumu




Bütün bir yıl boyunca emek verilen bağlardaki üzümlerin toplanmasını yani bağbozumunu kutlamak için her yıl Eylül ayının başında düzenlenen geleneksel bir festivaldir.

Bağbozumu, şarap yapımı için üzümlerin toplandığı zamandır. Bağlardaki üzümler, salkım salkım toplanır ve potasyumlu bir çözelti içine daldırılıp güneşe bırakıldıktan sonra 3-5 gün içinde üzüm taneleri saplarından ayrılır. Üzümlerin az bir miktarı hemen işlenir şişelenir ve Ekim ayında içilir.

Üzümlerin toplanma zamanı. Bağbozumu, üzüm son olgunlaşma dönemine girdiği zaman yapılır. Bağbozumu için her yörenin kendine özgü gelenek ve görenekleri vardır. Toplanan üzüm salkımları, bağ bıçağı ve bağ makaslarıyla kesildikten sonra sepet ve küfelere doldurulur.

Bağların ve insanların salkım salkım neşesi. işte bu mevsimde her şey sıcak ve sağlamdır, üzümü sapından koparıp kovaya koymak bile..

Dünyanın şarap ile ilgili olan hemen hemen her bölgesinde kutlanan geleneksel bir kutlamadır. 

Geçmiş senelerde Japon bir misafirimiz vardı. Kendisi çok büyük bir holdingin üst düzey yöneticilerinden biriydi. Adamlar doğaya saygısını ve çevreci olduklarını göstermek için onlarca dönüm araziye zeytin ağaçları dikmişler. Ve zeytin toplama zamanı geldiğinde tüm çalışanları, müşterileri ve yöneticileri bir arada bu anı bir festivalle kutluyorlarmış. Aslında zeytinden hiçbir kazançları yok. Olsa da o büyüklükteki bir şirket için çok önemsenecek bir kazanç olacağını sanmıyorum. Ama adamlar bu ritüeli yaşamak ve paylaşmak için emeklerine sahip çıkıyorlar.

Bu günlerde şarap ile ilgili geziler, bağbozumu turları ve firmaların tanıtıcı tadım turları sayesinde ülkemizde de bu tip ritüeller görmek mümkün. Hatta internetten biraz araştırırsanız bu işi organizasyona çevirmiş turlar mevcut.

Türkiye'de Şarap Üretim Tesisleri

11 Mart 2013 Pazartesi

Öküzgözü - Boğazkere Kupajları

                   


 
İşte bu konudaki yerli favori şaraplarım. Bu şaraptan ilk hazzı evde yalnız kaldığımda mutfağa dalıp kısa sürede kendime yarattığım nefis ziyafetle birlikte tattım. Kendi adıma güzel yemekler yapabildiğimi düşünüyorum. Zaten ev-iş-sosyal hayat çerçevesinde insanlar yeterince hızlı ve gereksiz yemekler yiyor. Kısacası tıkınıyoruz. Yemekten zevk alarak lezzetini hissetmeye çalışarak yemek yemiyoruz. Doymak için ağzımıza hızlı hızlı bir şeyler tıkıştırıp önümüzdeki maçlara bakıyoruz. İşte şarap bu zevksizliği ortadan kaldırabilecek nitelikte bir içki bence. Çünkü yemeği hızlı yemenin önüne geçiyor. Önce beni tadacaksın benden zevk alacaksın diye zorluyor insanı.

10 Mart 2013 Pazar

Hikayenin başlangıcından MERHABA!

Merhaba!

Bugün hiçbir zaman bitmeyecek bir hikayenin devamına başlamak istiyorum. Gün geçtikçe yalnızlaşan, sıradanlaşan bir hayatın içinde hafızamızdan çok hızlı silinen güzel anıların veya anların unutulmaması için blog yazmanın kendimi iyi hissettireceğini umuyorum. Yıllar geçtikçe yaşanan tecrübeler ve yaşanamayanlar hakkında her insanın içinde biriktirdiği, dışa vuramadığı şeyler oluyor. Büyüyoruz yani!



Hafızamın zayıflığını her zaman takdir etmişimdir :) Unutmamak istediğim şeyleri o kadar çabuk unutabiliyorum ki bazen nasıl hayatta kaldığımdan bile şüphe ediyorum. Umarım hikayenin devamını bu blog sayesinde getirebilirim.

Genel anlamda hayata bakamayan, nişanlısını kaybetmiş, işleri kötü gitmiş, hayatı çok severken afallayıp kalmış yani hikayesi yarıda kalmış biriyim. Burada geçmişin izlerini unutmamak adına az da olsa anılarımı yazmayı istiyorum ancak hikayenin devamını hala sevebildiğim şeylerle doldurmak asıl amacım. Böylece kendimi bulduğum anların sayısının artacağına inanıyorum. Bunların başında ise CAZ, yetişemediğim 80'ler teğet geçtiğim 90'lar, ŞARAP ve YEMEK gibi zevklerle birlikte internette karşıma çıkan herkesin ilgisini çekebilecek konular, komik yazılar ve o anı sakinleştirecek fotoğraflar geliyor. Umarım bahsettiğim konuların dışına çok fazla çıkmadan her zaman güncel kalacak bir blog sahibi olurum.

Şimdiden yazılarımı okuyacak herkese teşekkür ederim. Günün birinde es kaza ünlü bir blogger olursam bu sizin sayenizde olacak. Ünlü olamasam da biz bize yeteriz zaten.

Lionel amcaya sevgilerle;



Görüşmek üzere.