7 Ocak 2014 Salı
Bye bye love
Çok kızgınım... Herşeye sanırım. kızgınlığımı da herkesten çıkartmaya çalışıyorum farkındayım. Çünkü şu sıralar en iyi yapabildiğim iş bu. Şarkımın sözleri hüzünlü ama melodimi eğlenceli kılmaya çalışıyorum. Beceremeyince de içimdeki kin dolu çocuk açığa çıkıyor. Sonra oturup sakinleşiyorum. Hiç birşey olmamış gibi devam ediyorum. İçimde hissettiklerim ise birşeyler olduğunun sinyallerini veriyor.
İç organlarım birbirine giriyor sanki. Kalbimdeki ağrıyı hissediyorum. Acıya dayanıklı hale geldim ama vücudum benimle aynı fikirde değil sanırım. İnsan sağlığını en çok etkileyen şey üzüntü, sıkıntı ve stres. Bende hangisi yok ki! Bu durum beni yavaş yavaş yok edecek farkındayım.
Nazım Hikmet in şiirindeki sözler gibiyim;
çekilmez bir adam oldum yine
uykusuz, aksi, lanet
bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
azgın bir hayvan döver gibi
o gün çalışıyorum
sonra birde bakıyorsun ki
ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
çekilmez bir adam oldum yine
uykusuz, aksi, lanet
işte bu anlardan birinde yine aklıma takılıyor bu şarkı;
çok büyük bir mutululğun tam ortasında gülümserken birden onun arkasından el sallamak zorunda kalmak. Bu şarkının sözlerinde gizli sanki ya da bana öyle geliyor ne bileyim. Zaten bu aralar da pek birşey bilmek istemiyorum. bildiklerim başıma bela olmaktan başka birşeye yaramıyor çünkü.
bye bye, love.
bye bye, happiness.
hello, loneliness.
i think i'm a-gonna cry.
bye bye, love.
bye bye, sweet caress.
hello, emptiness.
i feel like i could die.
bye bye, my love, goodbye.
şarkıyı dinlerken bu sözlerden sonrasını duymuyorum bile. kalanı beni ilgilendirmiyor bile.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder